Antikacılar sokağı: Tellalzade

"Eskici bağırır ama antikacı bağırmaz. İnsan bağırırken düşünemez."
N.F.KISAKÜREK

Kadıköy Antikacılar Sokağı kendinizi kaybedeceğiniz güzellikte eşyaların olduğu bir mekân. Eskiye ait ve şaşıracağınızı düşündüğümüz bir sürü eşya mevcut bu sokakta. Her ne kadar 21.yüzyılda olsak da sizde bizler gibi nostalji sevenlerdenseniz gelin birlikte gezelim bu muhteşem sokağı…



Bu sokakta zaman durmuş gibi..

Antikacılar Sokağı, Kadıköy Bahariye'de yer almakta. Tramvay yolu üzerinden Moda'ya doğru giderken solda kalmaktadır. Aslında çoğumuzun gerçek adıyla bilmediği Tellalzade sokakta bulunmaktadır. Mistik görüntüsüyle ve tarihi binalarıyla meşhur, tam anlamıyla zamanın durduğu bir yerdir Antikacılar Sokağı. Kısacası şehrin gürültü ve patırtısından uzak, geçmişe doğru yolculuğa çıkacağınız nadir bir yerdir.
Nedir bu sokağı bu kadar önemli kılan diyebilirsiniz elbette. Şüphesiz zamana tanıklık etmesidir deriz. Bundan tam on yıl öncesine kadar Kadıköy çarşısının "kör noktasında” olan ve çoğu depo olarak kullanılan işyerlerinden oluşan sokak, Kadıköy'ün değişik yerlerine dağılmış antikacıların birer ikişer gelmeleriyle bugünkü halini almış. Çok sayıda tarihi eser niteliğindeki binanın bulunduğu sokak, günümüzde geleneksel dokusunu hala korumakta.
Kadıköy’e bir kez olsun gidipte bu sokaktan geçmeyenimiz yoktur herhalde. Nostalji sevenlere gitmelerini tavsiye edebileceğimiz muhteşem bir atmosfere sahip bu yer. Sokağın hemen girişinde ortada bir heykel bulunuyor. Oradan aşağıya doğru yürümeye başlayınca boylu boyunca uzanmış dükkânlar arasında kaybolup gidiyorsunuz. Tam sonuna geldim derken sizi tekrardan heyecanlandıran güzel tezgâhlara, bir göz atmadan yapamıyorsunuz doğrusu.
Çünkü burada çok güzel antika ürünler bulunuyor. Eski gözlükler, plaklar, posterler ve daha nicesi ... Sol tarafta da küçük çadır şeklinde dükkânlar var. Buralarda kolyeler, küpeler, anahtarlıklar, kara kalem resimler bulunuyor. Her tezgâhı ayrı ayrı incelemekte fayda var. Hiç fark etmediğiniz bir anda çok güzel ürünler gözünüze çarpabiliyor.
Hem kendinize hem de sevdiklerinize çok güzel hediyelikler bulabilmeniz mümkün burada.
Geleni geçeni çok bu sokağın gördüğümüz kadarıyla. Her kesimden insan bir kere de olsa burayı ziyaret ediyor. Öyle ki Kadıköy'ün simgesi haline gelmiş antikacılar sokağı. Abartmak gibi olacak ama yine de söylemeden edemeyeceğim burası Kadıköy’ün en güzel sokaklarından.
Hatta bu sokakta kafelerde var. Gözünüze hoş gelen bir kafeye oturup sokağın hareketli anlarını izleyebilir ve hoşça vakit geçirebilirsiniz bizden söylemesi…




Antikacı Enes

Sokağa ilk girdiğinizde hemen gözünüze çarpıyor “Antikacı Enes.” 1970 den beri antikacılık yaptığını söyleyen Mehmet Özdemir’e göre dükkânındaki tüm antikalar onun çocuğu gibi. Hepsinin olduğu gibi onunda dükkânında yok yok. Antika biraz heves biraz merak işi diyor dükkân sahibi Özdemir.” Her iş gibi bunu da severek yapmak lazım sevmeden yapılmaz. Ayrıca her eski antika değildir. Nasıl ki dişçilik avukatlık, doktorluk birer meslekse antikacılık da meslektir “ diye ekliyor. Dükkânın dışarısına taşmış birbirinden muhteşem antikalar. İster istemez herkes gibi gözümüz takılıyor.

Gramofon Antik

Enes antikten çıkıp adının hakkını veren bir dükkâna Gramofon Antik’e giriyoruz sizler için. Adından da anlaşılacağı üzere sahibi tam anlamıyla bir gramofon meraklısı. Dedesinden etkilenerek gramofona merak salmış Mustafa Özkan. Hikâyesi ise oldukça ilginç. Dükkân sahibi Mustafa abi Erzurumlu bir aileden geldiğini ve köydeki lakaplarının”Gramofoncular” olduğunu söylüyor. Neden diye soruyoruz kendisine ve başlıyor anlatmaya.
Dedesi bir gün köy dışından birine hayvan satıyor ve karşılığında aldığı parayla, daha önce hiç görmediği bir gramofon alıyor. İlk başta dedesinin gramofonla ne yapılacağını bilemediğini ancak kurcalayarak onu eski haline getirdiğini söylüyor. İşte bu vakitten sonra bizimde lakabımız Gramofon olmuş diyor ince bir tebessümle. Öyle ki dedesi torununun da gün gelip açacağı dükkâna gramofon adını verecek kadar iz bırakmış gibi görünüyor.

Dükkânın adı her ne kadar Gramofon Antik olsa da içeride Mobilyalar, halılar, guguklu, köstekli saatler, siyah beyaz fotoğraflar ve en ilginci de çöpten çıkan kupa ve plaketler bulunmakta. Kupa demişken söylemeden edemeyeceğiz bu öyle böyle basit bir şeyde değil hani bildiğimiz Fenerbahçe Kupası. Hem de 1934-35 yılının. Ayrıca bu dükkâna sadece antika bakmaya ve almaya gelmiyor insanlar. Dükkânın üst katında ki odada taş plakta müzik dinlemenin zevkini de yaşıyorlar. Sonrası mı? Sonrası malum gramofondan gelen sese dalarak anılar eşliğinde gözyaşı döken mi dersiniz derin bir iç çeken mi hepsine şahit olmuş Mustafa abi.
Geçmişe duyulan özlemin giderildiği, taş plaktan “Hatırla Sevgili” ve daha nicesinin dinlendiği bu muhteşem mekan size bir otobüs uzağınızda. Tarihe parmak uçlarınızla dokunmanın vermiş olduğu haz, kulağınızda gramofonda çalan parçanın naif sesi ile geçmişe dönün. Pişman olmayacaksınız. Buraya gelin ve ruhunuza bir güzel ziyafet çekin.



(Bu haber Yasemin Bozkurt'la birlikte hazırlanmıştır.)



0 yorum:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Wikipedia

Arama sonuçları

Translate

AddThis