Bir Quentin Tarantino Klasiği: Ucuz Roman




Film analiz köşemizin konuğu aşkı en iyi anlatan sahnelere sahip “Casablanca” idi. Dönemin en iyi filmleri arasına girmiş bu kült filmimizin ardından bu ay sizleri efsane yönetmenlerden Quentin Tarantino’nun liste başı filmlerinden “Ucuz Roman” ile baş başa bırakıyoruz.

Bu film En İyi Film dâhil 7 dalda Oscar'a aday gösterilmiş ve En İyi Orijinal Senaryo Oscar’ını almıştır. Aynı zamanda 1994 Cannes Film Festivali'nde en iyi film ödülü olan Altın Palmiye Ödülü'nün de sahibidir. Birçok öğeyi içinde barındıran bu etkileyici yapım IMDB’de tüm zamanların en iyi filmleri sıralamasında ise 4. sıradadır.

Senaristliğini; Quentin Tarantino, Roger Avary yönetmenliğini ise yine Quentin Tarantino’nun üstlendiği film birçok sinemasever ’in “Mutlaka izlenmesi gereken filmler listesi” nde üst sıralarda yerini hala korumaktadır.
Birbirinden başarılı oyuncuları kadrosunda barındıran filmin bir diğer başarılı yönü ise müzikleri elbette. Dick Dale'in film için seslendirdiği tema müziği ” Misirlou” eminim şu an bile kulaklarınızda çınlamaya başlamıştır.
IMDB puanın 9.0 olduğu yapım 1994 yapımı olmasına rağmen güncelliğini hala koruyor, sizi içine sürükleyerek kimi zaman gerilimli kimi zaman eğlenceli bir 168 dakika sunuyor.

Filmin konusuna biraz el atacak olursak eğer; Ringo (Tim Roth) ve Yolanda (Amanda Plummer) birbirlerini çok seven bir soyguncu çifttir ve soygun işine heyecan katmak için farklı bir plan yaparlar. Jules (Samuel L. Jackson) ve Vincent (John Travolta) iki gangsterdir ve patronları Marsellus Wallace'ı (Ving Rhames) dolandırmaya çalışan birkaç serseriyi vurmaya giderler. Patron Marsellus ise boksör Butch'a (Bruce Willis) şike teklif edip bol miktarda para kaldırmayı düşünür, cesur ve gururlu Butch ise şike parasını alıp Marsellus'u dolandırmayı planlar. Ayrıca Vincent patronunun karısı Mia ile (Uma Thurman) patronunun ricası üzerine bir gece vakit geçirecektir. Ancak tüm bu karakterlerin işleri ters gider ve kaderin bir oyunu sonucu birbirleriyle çok ilginç şekilde karşılaşırlar.
Quentin Tarantino ve Roger Avary’in En İyi Senaryo dalında Oscar kazanmasına yardımcı olan film aslında içinde üç filmi birden barındırıyor. Nasıl mı? Şu şekilde; “Altın Saat” , “Vincent Vega ve Marsellus Wallace’in Karısı” , “Jules, Vincent, Jimmie ve The Wolf”…
“Eğer yanıtlarım seni korkutuyorsa, o zaman korkutucu sorular sormaktan vazgeçmelisin.” Gibi replikleriyle hatırlanan bu özel filmde kimi açıklanmayan doğaüstü konular da mevcut. Ve bunlar için filmin fanları tarafından birçok senaryo yazılmış durumda. Mesela; Herkesin büyük hayranlıkla baktığı o çantanın içinde ne olduğu hala belli değil. Senaryolardan birçoğu çantanın içinde Marcellus’un ruhu olduğu yönünde hem fikir. Çünkü bir mitolojiye göre, şeytan ruhunu satın aldığı kişilerin ruhunu enselerinden çekiyor. Marcellus’un da boynundaki yara bandının buna işaret olduğu düşünülüyor. Çantanın şifresinin ise 666 olması tüm bu senaryoları haklı çıkarma fikrini güçlendiriyor.

Bunlar tabi seyircinin filme çekilme ve eksik bırakılan yönleri kendilerinin tamamlamalarının onlara bırakılmasıyla da alakalı. Hatta bir röportajında Tarantino da filmi bu tezi düşünerek çekmediğini ama seyircinin filmin parçası olmasına bu gibi durumların yardımcı olduğunu açıkladı. Bu konuyu biraz daha açarsak eğer Marcellus’un ensesindeki yara bandının filmin çekimleri sırasında bir yarayı kapatmak için oyuncunun kendisi tarafından yapıştırıldığı ve Tarantino’nun da estetik gözüküyor diye bunu çıkarttırmadığı söyleniyor.
Tarantino’nun filmleri, diyalogları, parçalanmış kronolojik akışı ve pop kültür takıntılarıyla ünlüdür. Filmler sıklıkla şiddet sahneleri içerir. Mesela; Rezervuar Köpekleri, Ucuz Roman, Kill Bill gibi… Etrafa sıçrayan ve oluk oluk akan kan insanı rahatsız etmekten ziyade filmin içine daha da çeker. Çünkü Tarantino, bu öğelerin günlük hayatta yer almasını eleştirirken bunların üzerinden kara mizah yapmaktadır.
Filme geri dönecek olursa eğer; Tarantino filmin adına kaynaklık eden olayı 1940’larda Amerika’da ucuza satılan çizgi romanlardan geldiğini söylemektedir.
Kurgusu, karakterleri, oyunculukları, kamera kullanımı, eğlenceli geyik diyalogları ve inanılmaz derecede başarılı zeki kurgusuyla sinemada çığır açan bir filmdir “Ucuz Roman”.

Film o kadar şiddetin, kargaşanın içinde bile sizi gülümsetmeyi başaran, ince esprili bir kara komedidir. Senaryosu ve o uzun diyalogları ile başından beri sizi etkiliyor. Beyine kazınan muhteşem oyunculukların sergilendiği o sahnelerde cabasıdır. Mesela özellikle kapıdan bir adamın dalıp bütün kurşunları ateşledikten sonra tek birini bile denk getirememesinde ki o komik, utanç verici durumun yanında Vincent’in yanlışlıkla Marvin'i vurması ve başlarına bir sürü iş almaları gibi... Yarı komedi yarı dram bu muhteşem yapıt tüm zamanların en iyi filmleri arasındadır.
Filme eleştiriler yapılırken öncelikle çekildiği dönem göz önünde bulundurulmalıdır.1994 yapımı olmasına rağmen radikal değişiklikler de yapan bir filmdir.

Tarantino tüm filmlerinde yaptığı gibi bu filminde de bildiğimiz klasik anlatım kalıplarını yıkıyor. Filmlerinde baştaki hikâyeyi ortada, ortadakini sonda sondakini de başta anlatıyor. Bunu yaparken seyircinin kafasını öyle bir karıştırıyor ki anlayabilene aşk olsun. 168 dakikada suç dünyasına içerden bakarken onların bambaşka yaşayışlarına aralarındaki geyik muhabbetlerine tanık oluyoruz.
Bize göre sinemayla artık flörtleşmek değil de aşk yaşamaya başlamak isteyen herkes bu filmi izlemelidir. Kendisi sinemanın kült filmlerinden olmasının yanı sıra başucu filmlerindendir ve izlenmesi kesinlikle tavsiye edilir.

İyi seyirler herkese…

0 yorum:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Wikipedia

Arama sonuçları

Translate

AddThis