American Horror Story ile başlayan The Walking Dead ve Game of Thrones ile devam eden dizi analiz köşemize bu ay meslek dizilerimizden de olan “The Newsroom” u konuk edeceğiz. The West Wing'in yaratıcısı ve The Social Network ile Moneyball'un senaristi Aaron Sorkin'in tarafından yazılan ve ilk gösterimi Amerikan HBO kanalında 24 Haziran 2012 tarihinde yayınlanan televizyon dizi medyanın arka odasını irdelemektedir. Gerçeklik öğesi yüksek bu yapımın yaratıcısı Sorkin, bu diziyi yaratırken birçok gerçek kablo - TV haber programını bizzat kendisi gidip gözlemleyerek araştırma yapmıştır. Sorkin’ in yanı sıra dizi kadrosunda yapımcı olarak Scott Rudin ve Alan Poul görev almaktadır.
4. kuvvet medya’nın iç dünyasını gözler önüne seren yapımın oyuncuları ise; Emily Mortimer, John Gallagher Jr, Alison Pill, Thomas Sadoski, Dev Patel, Olivia Munn ve Sam Waterston’dır.
Haziran 2012 de yayınlanan ilk bölümünün ardından IMDB’den 8,7 lik gibi yüksek bir puan alan yapım yaklaşık olarak 1 saat sürmektedir.
Konusu: Dizi, hayali bir kanal olan Atlantis Cable News’un (ACN) kamera arkasını anlatır. Bir haber sunucusuna (Jeff Daniels), haber programının yapımcısına (Emily Mortimer) ve haber program ekibine (John Gallagher, Jr., Alison Pill, Thomas Sadoski, Olivia Munn, Dev Patel) odaklanan dizi bir yandan şirketle ilgili ve ticari engellerle uğraşırken diğer taraftan iyi haberleri Don Kişotvari bir tavırla hazırlayıp sunmaya çalışan insanların hikayesini anlatır.
Konusunu biraz daha açacak olursak eğer; Haber sunucusu Will McAvoy zorunlu olarak ayrıldığı izinden döndüğünde ekibinin başka bir program için çalışmaya geçtiğini fark eder. Bu nedenle yokluğunda kanala katılan yeni takım üyeleriyle çalışmak zorunda kalır...
Özetle The Newsroom, gece haberlerini hazırlayan ve sunan insanların kamera arkasında kalan yaşamlarını, yaşadıkları zorlukları gözler önüne sermektedir.
İlk sezonu 10 bölüm süren dizinin ikinci sezon anlaşması yapılmakla birlikte yeni bölümlerin Haziran 2013 te yayınlanacağı duyuruldu. Dizinin Türkiye’de izlenme olanağını ise CNBC-e kanalı yaratmış durumda.
Dizide ABD siyasetine sıkça göndermeler yapılmakla birlikte günümüz olaylarını olabildiğince objektif bir biçimde ele alınmaya çalışılmaktadır. Ayrıca haberciliğin zorlu bir iş olduğunu gösteren dizi de sürekli bir olay akışı vardır.
Bu diziyi özellikle iletişim okuyan, medya sektöründe çalışan herkese tavsiye ediyoruz. Bu alanda çalışacak her öğrencinin izlemesinin menfaatlerine olacağını düşündüğümüz dizinin oyuncuları ise rollerinin hakkını vermektedirler. Tüm bunların yanında objektif bir gözle izlendiğinde pek çok şey kapabileceğimiz bir yapıttır “The Newsroom. İçerik olarak içinde fazlasıyla özeleştiri barındırıyor. Dizide hızlı düşünebilen, düşüncelerini hızla ifade edebilen başarılı karakterler toplamı, başarıyla sergilenebilmiş harika performanslar mevcuttur.
Yaşanan onca olay sonrası her karakterin kendilerini aklayan bir özelliği var. Hepsi daha fazlasını istememizi sağlıyorlar. Her biri ile ayrı ayrı daha çok tanışma isteği uyandırıyorlar.
Ve aslına bakarsanız yapıtı izlerken en büyük merak unsuru ise: “Şimdi ne olacak?” sorusudur.
Hikâyelerinde diyalog yazmada oldukça başarılı olan senarist Aaron Sorkin bu başarısını “Social Network” ile bize kanıtlamıştı zaten.
Klasik Amerikan yapımlarında Amerika'yı öven diğer senaryolara inat eleştiren bir dizi yapması ilk bölümlerinden itibaren sevilmesindeki etkenlerden biridir.
Yapım oldukça uzun diyaloglara sahiptir. Alt yazı takip etmekte zorlanacak kişilerin bu gibi yapımlardan uzak durmasını tavsiye ediyoruz. Diziyi izlerken bazı anlarda diyalogların hızına yetişmek imkânsız hale gelebiliyor.
Klasik yapımların aksine The Newsroom’un bölümleri 1 saat sürmesine rağmen sizi sıkmaz bir diğer bölüm için eliniz farenizin üstünde hazır bekler. Dram yönü ağır bassa da politik altyapısı şahanedir dizinin. Yapım içindeki olayları tam olarak anlayabilmek için izleyicinin bir miktar politikaya ilgisi olmalıdır.
Dizide özellikle ''Manipüle edilmemiş haber''in önemi, ''Basının siyasi hadiselerden etkilenmeyip ilkelerince hareket etmesi'' gibi temalar incelikle işlenmiş durumda.
Yeri gelip Amerika’da ki medyayı eleştiren dizinin yayınlanırken verdiği en önemli mesajlardan biri ise; “Televizyon gazeteciliğinin bir anlamı, bir ahlakı ve önemi vardı” cümlesidir.
0 yorum:
Yorum Gönder