Nerede kaldı o eski sevgiler…


Bayramdı yılbaşıydı derken sevgililer günü de geldi çattı kapımıza. Sevgilisi olanı da olmayanı da bir telaş sardı. Önceleri sıcacık mektuplar, kartpostallar sevgileri anlatmaya yeterken şimdilerde buz gibi mailler, text mesajlar sevgiyi anlatmaya yetmiyor. Tüketim çılgınlığına dönüşen bu özel günler karşınızdaki insanı sadece o gün düşüneceğiniz anlamına gelmiyor. Sevgililer günü, anneler-babalar günü gibi özel günlerde insanlar karşısındakini yeri gelip pahalı hediyelere boğmaktadırlar. Duygudan yoksun maliyeti yüksek bu hediyeler teknolojinin gelişmesiyle dijitalleşen dünyada tüketim çılgınlığını körüklemektedir. Gündemde olan 14 Şubat Sevgililer Günü’nün tarihçesine biraz bakacak olursak eğer;
Kökeni, Roma Katolik Kilisesi'nin inanışına dayanan bu gün, Valentine ismindeki bir din adamının adına ilan edilen bir bayram günü olarak ortaya çıkmıştır. Bu sebeple bazı toplumlarda "Aziz Valentin Günü" (İngilizce: St. Valentine's Day) olarak bilinmektedir.
Hristiyan inanışını öne çıkaran bu gün, Müslüman ülkelerde pek sıcak karşılanmamaktadır. Ayrıca sevdiği insanı sadece bu özel günlerde hatırlayıp hediye almak efsane Leyla ve Mecnun ruhuna da aykırıdır. Sevgililer günü hazırlıklarına ülkemizde haftalar öncesinden başlanmaktadır. Alışveriş merkezleri kalpli kırmızı balonlarla süslenmekte, mağaza vitrinleri sevgililer gününe özel indirimlerle insanları etkilemektedir.


"Sıcak kartpostallar soğuk e-mailler"

Zaman ne kadar hızlı bir devinim içinde değil mi? Zaman hızla aktıkça, her şey, özellikle son yıllarda ne kadar hızlı değişiyor. Eskiden kartpostallar vardı mesela: Bayramlarda, yılbaşlarında veya öylesine zamanlarda dostlarımıza, akrabalarımıza, arkadaşlarımıza ve sevdiklerimize attığımız rengârenk, cıvıl cıvıl kartlar...
Şimdilerde ise; telefon operatörlerinin bizlere sunduğu mms’ler görüntülü konuşmalar, dijital tebrik kartları mevcut. Artık oturduğumuz yerde pek de emek harcamadan atıveriyoruz e-mailleri. Önceden oturup saatlerce kendi duygu ve düşüncelerimizi yazdığımız mektupların yerini, artık internet üzerinden copy paste yapıp attığımız içtenlikten uzak cümleler aldı.
Dijitalleşen dünyanın göbeğine doğan yeni nesil gençler; mektup, kartpostal kokusunu asla bilemeyecek. Postacı Mehmet’in elinde zarflarla kapısını çaldığında duyacağı o hazzı elindeki telefona gelecek olan sms ya da mms vermeyecek.

"Hazıra alışmış sevgililer"

Önceleri güvercin kanatlarında gönderilen mesajlarla haberleşen sabırlı insan günümüzde cep telefonlarından gönderilen mesaja 2 dakika cevap gelmese ardından 30 tane daha mesaj atıyor. Çünkü teknolojinin içine doğan insan sabırsızlaşıyor. İstediği bilgiyi oturduğu yerden Google üzerinden saniyesinde almaya alışmış çünkü.
Günümüzdeki sevgilerin de bir Leyla-Mecnun, Ferhat-Şirin, Aslı-Kerem gibi uzun soluklu olmaması da buna dayanıyor. Teknolojinin gelişmesiyle insanlar gidip saatlerce sevgiliye hediye aramak yerine herhangi bir internet sitesinde oturduğu yerden cüzdanına uygun hediye seçer oldu. Eskiden geleneksel ama içinde sevgi, önem, değer barındıran hediyeler yerini şimdilerde tek tipleşmiş kişisel olmayan hediyelere bırakmış durumda.
Harcama çılgınlığına dönüşen bu günlerde insanlar ceplerinde paralarla mağazalara dalıp belki de karşısındaki insanın ruhunu okşamayacak hediyeler almaktadırlar. Bu özel günler sermaye sahiplerinin medyayı da kullanarak insanları tüketime yönlendirdikleri sözde ekonomiye canlılık verme amacı taşıyan manipülasyonlarıdır.

İnsanları alışveriş çılgınlığına sevk eden bu icatların tamamen sanal ve ticari amaçlar güdülerek gündemde tutulduğunu düşünen tek bizler değilizdir sanırım.  Sevdiğiniz ve kutsal olarak kabul ettiğiniz varlıkların menfaat amacıyla ticari bir metaya dönüştürülmesine yol açan bu günlere daha bilinçli yaklaşmak dileğiyle…

0 yorum:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Wikipedia

Arama sonuçları

Translate

AddThis