Bloguma daha önce havacılık kahramanı Vecihi Hürkuş’u konuk etmiştik. Bu sefer de yine en az onun kadar cesaretli Deniz Yüzbaşı Atilla Hülagü’yü konuk ediyoruz. Kendisi “Denizler Altında Yirmi Bin Fersah” romanından fırlamış karakterlerden biri gibi gözükebilir önce size. Çünkü o 60’lı yılların başında İstanbul Boğazını yürüyerek geçmiştir. Musa’nın torunu gibi deniz üzerinde arzı endam edip karşıya geçen Hülagü Türk tarihinin ilginç karakterleri arasında yerini almıştır.
İki kıta arasındaki ilk yürüyüşün 1973 yılında Boğaz Köprüsü'nün açılışıyla yapıldığını sanıyorsanız çok yanılıyorsunuz! Ne suyun metrelerce altından, ne de üstünden yapıldı bu yürüyüş... İstanbul Boğazı yürünerek ilk kez 1961 yılının ağustos ayında suyun üstünden geçilmiştir! Evet, yanlış okumadınız; İstanbul Boğazı yürünerek ilk kez denizin üstünden, bizzat suya adım atılarak dalgalar arasında aşılmıştır. Nasıl mı? Yakışıklı deniz subayı Atilla Hülagü tarafından tabi ki.
O zamanlar 1973 yılına daha çok vardır ve güzelim masmavi denizin ve güzel vapurların üzerine asma köprüler inşa edilmemiştir. Leonardo Da Vinci’nin deniz üzerinde yürümek için tasarladığı ayakkabılar gibi ayakkabılar tasarlayıp boğazı geçme düşüncesi zihnine düşen Hülagü eşiyle kafa kafaya vererek çalışmaya başlamıştır. Atilla Hülagü boğazı yürüyerek ilk geçen insan ünvanını elinde tutmaktadır. Güzeller güzeli eşiyle oturup saatlerce hesaplamalar yapan Hülagü; 61 yılında hayalini gerçekleştirmiştir.
Martılar ve İnsanlar şaşkın
1961 yılının ağustos ayında bir gün insanlar denizde Musa’yı andıran bir adam görürler. Martılar da insanlar da şaşkındır… Çünkü bu adam; Beylerbeyi Astsubay Okulu'nun önünde küçük birer kayığı andıran deniz ayakkabılarını ayağına geçirip kimsenin cesaret edemediğini yapmaktadır. Özel yaptığı ayakkabılarla 8. denemesinde boğazı (Balta Limanı’ndan Anadolu Hisarına) 56 dakikada yürüyüp geçmiştir.
Onun bir diğer hayali ise; Süveyş kanalında yürümekmiş ama ömrü bunu gerçekleştirmeye yetmemiştir.
21 Eylül 2005 tarihli bir habere göre “Suda yürümek artık mümkün” müş. Çinli bir lise öğrencisi olan Wang Wenting'in icadı ayakkabı sayesinde artık su üzerinde yürümek mümkün olacakmış. Wenting, icadını mümkün olduğunca az enerji harcayarak su üzerinde kalabilen ördeklerden ilham alarak geliştirdiğini söylüyormuş. Wenting'in su üzerinde yürüyüşü sağlayan ayakkabılar için farklı malzemeler denemesi ve geliştirme süreci dört yıldan uzun sürmüş.180 santimetre uzunluğundaki ayakkabılar bir çift ördek yüzgecine benziyormuş. Ayakkabılar yaklaşık 500 yuana (yaklaşık 85 YTL) mal oluyormuş.
Falan filan üzerinden 50 yıl geçtikten sonra kendi tarihimize sahip çıkmazsak işte yabancı ülkelerden gelen bu haberleri ilk defa duymuşçasına şaşırırız. Deniz Yüzbaşı Atilla Hülagü’yü tanıyan bir nesil bu haberlere şaşırmayacaklar kendi ataların da yaratıcı düşünce, hayal gücü ve cesarete sahip olduğun bileceklerdir. Atilla Hülagü ’nün 1961 yılında gerçekleştirdiği mucizeden sonra yine bir yaz günü tarihler 2011’i gösterirken 'Dynamo' lakaplı Steve Frayne adındaki illüzyonist İngiltere’deki Thames Nehri'ni köprü kullanmadan yürüyerek geçti.
Yani üzerinden 50 yıl geçtikten sonra bunu başaran Steve Frayne İngiltere’de kahraman gibi karşılanmıştır. Ama üzerinden yine 50 yıl geçmesine karşın kahraman hayalperest Atilla Hülagü çok az insan tarafından bilinmektedir.
Kısacası, biz burada bahsi geçen Atilla Hülagü ya da havacılık alanında sayısız başarıları olan kahraman pilot Vecihi Hürkuş gibi tarihimizde yer alan değerli kişilerin topluma kitaplar, filmler aracılığı ile tanıtılması halinde çocuklara, gençlere örnek olabileceğini düşünüyoruz.
Özetle: Bu kişileri tanıyarak, örnek alarak ilerleyen kişiler, değil deniz üzerinde, ay üzerinde bile yürüyebilecektir.
2 yorum:
Kendisi dedem olur,keşke daha fazla kişi bilse, ovunmek icin degil insanlara ilham vermesi icin, illa ki yapilmis seyleri tekrarlamaya gerek olmadigini, fizik bilgisi ve deneme heyecaniyla her syein mumkun oldugunu bilse keske insanlar. Rahmetli dedemin tek icadi degil ayrica bu ayakkabilar. Ama ulkemzde "basima icat cikartma" diye bir deyim var, o yuzden pek bir yere gelemedik. Keske omru daha uzun olsaydi da daha nice icatlar yapsaydi.
Kendisi dedem olur,keşke daha fazla kişi bilse, ovunmek icin degil insanlara ilham vermesi icin, illa ki yapilmis seyleri tekrarlamaya gerek olmadigini, fizik bilgisi ve deneme heyecaniyla her syein mumkun oldugunu bilse keske insanlar. Rahmetli dedemin tek icadi degil ayrica bu ayakkabilar. Ama ulkemzde "basima icat cikartma" diye bir deyim var, o yuzden pek bir yere gelemedik. Keske omru daha uzun olsaydi da daha nice icatlar yapsaydi.
Yorum Gönder